elleri boğazımda bu sokağın
yükler gittikçe daha ağır
bir türlü birleşmiyor parçalar
sanma ki susmak bastırır
sebebi ne bütün bu olanların
oturmaması yerine taşların
sorusu sorulmamış cevapların
belki de tutunmayı bırakmalı
kıramadım canımı yakan zincirlerimi
bundandır sızlaması kemiklerimin
ve boşuna kanattım dizlerimi
toplayıp keçileri vermelisin aklımı yitirmeden
aşmalayım sorunları teker teker
kaçmaya çalıştıkça daha beter
tek rüzgara yıkılırım direnmesem
nolur bu bıçaklar gibi bilenmesem
hayatın kaçıncı geçirdiği diş
ne kadar yol varsa hepsi tükenmiş
battım bu sularda
battım en dibe
elimde ne kalmış
her şey kaçmış
yanlış yürüdüğüm yollar
yanlış
elimde ne kalmış
her şey kaçmış
bir kibrit oldum karanlığa
inan bak alıştım da
diplerime yanmaya
sustuklarımda boğulmaya
koparken binlerce fırtına
yeminler olsun bak kırıcam
bu zincirlerimi kanayan
dolarken içime bu sular
bak yaralarımı hiçlikle sarıcam
sendelesem bile eminim yıkılmam
düşsem bile uçurumların sonundan
inan kalacak yüzümde bu sırıtmam
bir an olsun bak ümidim yok yarından
pişman eden hayat vurur hep solumdan
düşman oldum üstümdeki dört duvarla
atabilir mi bu sesleri aklımdan